Kemik Falı
Antik Yunan’da ve Batı Kültüründe Kemik falı
Hem antik Doğu kültüründe hem de antik Batı kültüründe kendine yer bulan kemik falı bulgulardan yola çıkıldığında Orta Asya kökenli gibi görünse de antik Yunan’da da oldukça eski ve köklü bir kültür olarak karşımıza çıkar. Yazılı bir metin olarak kemik falının ilk görüldüğü yer Homeros’un İlyada destanıdır.
Batı medeniyetinde kemik falına efsanelerde raslanır ve bu fala büyücü ve cadıların baktığına inanılırdı. Kemik falına genellikle yırtıcı hayvanların kemiklerinden alınan parçaların zar biçimine getirilmesi ve üzerine çeşitli tılsım ve motiflerin yazılmasıyla elde edilen meteryalin 30-40 santim uzaklıktan yere dik bir şekilde atılmasıyla bakılırdı. Zamanla kurbağa bacağı da bu işlem için kullanılmıştır.
Kemik falında yere atılan kemikler dikdörtgen biçiminde bir zara benzerdi ve yatay ve kısa kısımlardaki motifler şans ve bolluğu dik kısımlardaki motifler uğursuzluk ve kötü şansı sembolize ederdi.
Kemik falı Batı kültüründe Doğu kültürüne göre çok basit bir ritüelden oluşuyordu. Bir dilek dileniyor ya da bir durum ile ilgili kararın nasıl bir sonuç vereceği öğrenilmek isteniyordu ve kemikler yere atılıyordu. Kemikler eğer yere dik düşerse dileğin gerçekleşmeyeceği ya da uğursuz olayların gerçekleşeceği düşünülürdü. Kemikler yere yatay düşerse bu şansa ve dileklerin gerçekleşeceğine işaret ettiği düşünülürdü.
Kemik Falı | Evet | Maksimum Süre 1 saat | 150 TL |
Online Kemik Falı | Evet | Maksimum Süre 1 saat | 150 TL |
Telefonla Kemik Falı | Evet | Maksimum Süre 1 saat | 150 TL |
Gerçek Kemik Falı | Evet | Maksimum Süre 1 saat | 150 TL |
Antik Türk ve Orta Asya Kültüründe Kemik Falı
Kemik falının kökeninin Orta Asya Türklerine dayandığına dayir birçok sağlam görüş ve teori vardır. Kemik falı birçok açıdan Şaman kültüründen ögeler içerir. Özellikle cadı kültünün temelini Orta Asya Şaman büyücü kadınlarının oluşturduğu düşünülmektedir. Şamanlarda büyücüler yalnızca kadınlardan oluşurdu ve bu kadınlar aynı zamanda şifacı yani bilinen en eski eczacılar olduklarından döneme göre ölümcül olabilecek birçok hastalığı iyileştirebiliyor, bitkilerden hazırladıkları çeşitli karışımlarla gençlik iksirleri hazırlıyabiliyorlardı. Şaman kadınlarının bu şifacı yanları ve döneme göre uzun yaşamaları onların doğa üstü güçlere sahip canlılar olduğu düşüncesini beraberinde getirdi. Böylece büyücü ve cadı gibi fantastik varlıkların temelleri atılmış oldu. Kemik falına Batı’da cadı denilen kadınların bakması da Şaman kadınlarının Kemik falına bakması ritüeliyle paralellik göstermektedir.
Orta Asya Türk Şamanlarında kemik falına bakılacak kemikler koyun omuz kemiğinden seçilirdi. Batının aksine Şamanlar kemiğe semboller işlemez büyükçe bir ateş yakar ve bu kemikleri ateşe atarlardı. Belirli bir süre ateşte kalan kemikler ateşten alınır ve ateşin kemikler üzerinde oluşturduğu izler yorumlanarak fala bakılırdı. Orta Asya Türklerinde kemik falına çok daha karmaşık ve teferruatlı bir şekilde bakılırdı.
Kazak Türkleri ise kemik falına, fal baktıracak kişinin dileği için kurban olarak kestiği hayvanın kürek kemiğini ateşe atmak suretiyle bakarlardı. Ayrıca kurban edilen hayvanın eti üç parçaya taksim edilir; bir parçası falcıya, bir parçası fukaraya ve kalan parça adak sahibine bırakılırdı.
Kemik falı kültürel etkileşim sonucunda Arap ve Japon kültüründe de kendine yer bulmuştur.